Kişilik Kutupları
Aşağıda yapılan sıralamada davranış biçimlerinde yaratıcı sürecin tarifi yapılmaktadır. Her iki terim birbirlerine zıt iki ucu temsil etmekte ve özellikler bu aradaki doğrusal spektrum içerisinde incelenmektedir. Birçok insan bu spektrumun ortasında bir yere düştüğünü farkedecektir. Yaratıcı insanlar çeşitlilik açısından zengin, kişilik kazanımları açısından da limitleri az insanlardır.
Yaklaşan – Uzaklaşan (Convergent – Divergent):
Bir iş sorunu üzerinde çalırken, genelde yaptığınız bilinen seçenekler arasından mümkün olan en iyi çözüme odaklanmak mı, yoksa ne kadar alık tekliflerle gelmiş olurlarsa olsunlar değişik seçenekler yaratmaya çalışmak mı? Ne zaman mutlu olursunuz; seçenekler azalıp cevaplar şeffaf olarak ortaya çıktığında mı, yoksa seçim şıkları genişleyip hâlâ cevap bulunamadığında mı? Potansiyel çözümleri genişletmek isteyenler klasik çözümlerden uzaklaşan insanlardır. Yaklaşan tipdeki insanlar belirsizlik ve şüpheleri tolere edemezler. Uzaklaşmak yaratıcı beyinin klasik tanımlarından biridir.
Onaylayıcı – Karşı Çıkan (Confirming – Iconoclastic):
Size bir görev verildiğinde genel eğiliminiz kabul edilmiş biçimler içinde kalarak yapmak mıdır, yoksa normların dışında yöntemler mi ararsınız? Karşı çıkan, yani itirazcı insanlar tuhaf olarak sayılmayı da kompliman olarak nitelerler. Yaratıcı insanlar çoğunlukla hemen herşeye itiraz ederler ve diğerleri için huzursuzluk yaratıcı ve rutini bozucu olarak nitelenirler. Otoriteye başkaldırma ve aynı fikirde olmadıkları kurallara uymama genel davranış biçimleridir.
Mantıksal – Duygusal (Logical – Emotional):
İş ile ilgili kararlar alınırken hangisi daha fazla ağırlık taşır; ºiddetli ve sert analizler mi, yoksa sezgisel kavramalar mı? Yaratıcı tipler kamburlarını da beraberlerinde taşırlar. Sorunların olağan biçimlerde telakki edilmelerine şüphe ile yaklaşır ve bu davranışları hor görürler. Kompleks ve asimetrik konular ile uğraşmak esas hünerleridir.
Nesnel – Öznel (Objective- Subjective):
Bir idari yardımcı seçerken eğer değerlendirme şansınız varsa, onun zeka puanlarına mı yoksa 15 dakikalık bir görüşme yapan personel şefinin ilk izlenimlerine mi daha fazla ağırlık verirsiniz? Günümüzün bilgisayar analizleri destekli iş dünyasında içgüdülerin ve sezgilerin yeri çok azalmaktadır. Yaratıcı insanlar çok açık şekilde olgulara subjektif yaklaşırlar ve objektif kişiliğin alışılmadığı, bilinenden ayıran anlık kıvılcımları, ani flaşları engelleyen davranışlarından uzak dururlar.
Katı – Esnek (Rigid – Flexible):
Karmaşık bir sorunla uğraşırken bir yaklaşımdan bir başka yaklaşıma kolaylıkla geçebilir misiniz? Geleneksel bilgi ve kabul edilmiş yöntemleri kullananlar (katılar) genelde veri ve yaklaşımların değerlendirilmesinde çeşni arayan insanlardan (esnekler) birçok iº sorununun çözülmesinde çok daha verimlidirler. Ancak katılar yenilikçi bir yaklaşım gerektiren sorunlarda yaratıcı olamayacaklar ve çözüm üretemeyeceklerdir.
Uyumlu – Kaprisli (Consistent – Capricious):
Tahminleriniz ne kadar güçlü? Patronunuz sizin verilen görevi yerine getirebileceğinizden ne kadar emin? Örneğin eski bir müşterinizi geri kazanmada herkese aynı yöntemi mi denersiniz? Genelde uyumluluk bir değer ve güvenilir eleman olmak arzu edilen durumdur ancak özellikle hızlı değişim gösteren sanayi dallarında yeni fikirler üretecek kaprisli yaratıcılara ihtiyaç vardır. Ancak kaprisli olmak yaratıcı olmanın eşanlamlısı da değildir.
İçsel – Dışsal (Inward – Outward):
Hangisinde kendinizi daha verimli hissediyorsunuz; soru-cevap analizlerinin değerlendirilmesinde mi, yoksa bir iş yemeği düzenlenmesinde mi? Birinciyi seçenler daha içe yönelik, ikinciyi seçenler ise dışa açık insan tipleridir. İçsel insanlar özel düşünceleri için çok daha fazla zaman bulacaklar, buna karşılık dışsal insanlar daha pratik uygulamalara yönelerek kendilerini unutacaklardır. Yalnız olmak yaratıcı bir kazanım değildir.
Etken – Edilgen (Active- Passive):
Bir satış yöneticisi olarak yeni hesaplar açmayı mı yoksa mevcut hesaplar ile uğraşmayı mı tercih edersiniz? Yaratıcılar aktif insanlardır. Ancak şu da unutulmamalıdır, Bir şirketin aktif ve pasif elemanları bir denge içerisinde bulunmalıdır. Çok aktif eleman kaos yaratacaktır.
Bağımsız – Bağımlı (Independent – Dependent):
Yeni bir ürünün tanıtımında sorumluluk alırken üstlerinize sık ve düzenli bilgi verir misiniz, yoksa bu bilgilendirme düzensiz ve uzun aralıklarla mı oluşur? Bağımsız insanlar genelde daha yaratıcıdırlar. Adetlerden daha çok içeriklere önem verirler. İçerik zengin değilse, adet olsun diye toplanmanın bir alemi yoktur onlar için.
Baskın – Resessif (Dominant – Recessive):
Şirket içi komiteler kurulduğunda genelde bu oluşumların başkanı siz mi seçilirsiniz? Baskın insanlar yaratıcı olabilirler ancak değişkenlerin birbiri ile bağıntısı ne nedeni ne de ögesidir; bunun aksine resessif tipler yeni fikirlere daha fazla dikkat gösterir ve daha fazla efor sarfederler. Yaratıcı insanlar bu spektrumun her iki yakasından da çıkabilirler.
Rekabetçi – İşbirlikçi (Competetive- Cooperative):
Eğer bir satış organizasyonu içerisinde olsanız, satışınızdan prim oluşursa bunun tamamını kendinize mi almak isterdiniz, yoksa bir bölümü size, kalanı tüm satış ekibine mi dağıtılmalı diye düşünürdünüz? Yaratıcı insanlar çoğunlukla rekabetçi insanlardır ancak onların rekabet yapmak istedikleri arena mükafat ve promosyondan daha çok başarı ve itibar alanıdır.
Yoğun – Uyuşuk (Intense – Lethargic):
Geliştirmekte olduğunuzu yeni bir ürününün kritik bir testi için bayramda da çalışır mıydınız? Eğer öyleyse, yoğun bir insansınız. Eğer genelde size ne yapmanız gerektiği söyleniyorsa, o zaman da uyuşuk olduğunuzu kabul etmelisiniz. Yaratıcılık yoğun olmak ile birebir bağlantı içerisindedir.
Açgözlü – Sakin (Acquisitive – Quiescent):
Başarılı olduğunuzu hissetmek için mi yapar ve biriktirirsiniz? Sürekli yeni şeyler satın almayı ve kullanmayı mı düşünürsünüz? Açgözlüler genelde yüksek risk taşıyan insanlardır. Yaratıcı yöneticiler bu spektrumun her iki yakasında da bulunabilen insanlardır.
Kibirli – Alçakgönüllü (Conceited – Modest):
Sizi her gördüğümüzde kahramanlıklarınız ya da üstün başarılarınızı dinlemek zorunda kalır mıyız? Ya da en azından bunları anlatmak için fırsat kollar mı hissedersiniz kendinizi? Toplum alçakgönüllü olmayı bir erdem ve kibirliliği de kusur olarak görür. İş için bu iki olgu da geçersizdir. Evinizi son derece alçakgönüllü ve iddiasız düzenleyebilir ancak, iş konusundaki fikirlerinizi tartışmasız üstün olarak düşünüp itibar edilmesi ve derhal yerine getirilmesi şart fikirler olarak görebilirsiniz.
Yaratıcı insanları nasıl bulabiliriz? Onlar genelde bulunmaz, şans ile karşımıza çıkarlar. Çoğu zaman bu insanlar kendi yaratıcılıklarının dahi farkında değillerdir. Ya önemli paralar ödeyip yaratıcılıklarını kanıtlamış insanları transfer edeceksiniz, ya da ekibinizde gizli kalmış yaratıcıları ortaya çıkarmaya çalışacaksınız. Unutmayın: ekibinizde bu tür insanların bulunması şans, bunların saptanması da bilimden çok bir sanattır.
Haftaya: Risk almayı sevenler nasıl risk alır, Organizasyonal risk alımı için bir tasarım...